Barış Klinik

Anasayfa Enfeksiyonlar Vajinal Mantar Enfeksiyonu ve Mantar Tedavisi
Vajinal Mantar Enfeksiyonu ve Mantar Tedavisi
Vajinal Mantar Enfeksiyonu Tanım

Vajinal mantar enfeksiyonları sıklıkla “candida albicans” türü mikroorganizmaların neden olduğu, halk arasında “vajinal mantar, vajina mantarı, kandida enfeksiyonu” olarak da tanımlanabilen bir enfeksiyondur. Ayrıca bu enfeksiyon için tıbbi terminolojide “vajinal mikozis, vaginal mycosis, mikotik vajinit, vajinal candida enfeksiyonu, vaginal candidiasis (vajinal kandidiyazis)” gibi terimlerde kullanılmaktadır.
Vajinal Mantar Enfeksiyonu Klinik ve Tanı Yöntemleri

Vajinal kandida enfeksiyonlarının en sık karşılaşılan belirtileri vajinal akıntı ve kaşıntıdır. Vajinal akıntıların süt kesiği ve peynirimsi (peynir kesiği) görünümde olması tipik bir özelliğidir. Süt veya peyni kesiği şeklindeki akıntılar kıvamlarından dolayı bazen akıntı şikayetine neden olmayabilirler. Bu hastalarda vajinal kaşıntı ve yanma tek bulgu olabilmektedir. Bu hastalar özellikle cinsel ilişki sırasında oluşan yanma ve acımadan şikayet ederler.

Vajinal mantar enfeksiyonlarında vajinal koku problemi olmaz. Eğer hastanın vajinal koku şikayeti varsa ve cinsel ilişki sırasında vajina içinden koku geliyorsa başka bir vajinal enfeksiyonun varlığı düşünülmelidir.

Vajinal mantar enfeksiyonundan kaynaklanan akıntının dış genital bölgeye (vulva) bulaşması ile “candida vulvitis” (mikotik vulvit, candidal vulvit, vulvar candidiasis) adı verilen tablo oluşabilmektedir. Bu durumda dış genital alanda hassasiyet, kızarıklık, ödem, kaşıntı ve kaşıntıya bağlı ülserasyonlar (cilt tahrişleri) görülebilmektedir.

Vajinal kandida enfeksiyonlarının tanısı rutin bir jinekolojik muayene ile konulabilmektedir. Muayene sırasında vajina duvarının üzerinde kireç gibi görünen (peynir kesiği kıvamındaki) plaklar mantar enfeksiyonunu işaret eder. Ayrıca cam üzerine alınan bir miktar vajinal akıntı örneği üzerine potasyum hidroksil damlatılarak mikroskop altında inceleme yapılarak mantara bağlı tipik “pseudohifler”in görülmesi ile tanı netleştirilebilir.
Vajinal Mantar Enfeksiyonu Bulaşma

Kadınların yaklaşık dörtte üçü hayatları boyunca en az bir kez vajinal mantar enfeksiyonu geçirmektedirler. Bu enfeksiyonlar sıklıkla üreme çağlarında görülmektedir. Mantar enfeksiyonları cinsel ilişkiden, hijyenik olmayan tuvaletlerden veya havuzlardan bulaşabilir. Ancak kandida enfeksiyonlarının asıl oluşma nedenleri vajinal dokudaki pH değişimleri veya iyi huylu bakteriler olan laktobasillerin sayıca azalmalarına bağlıdır. Nitekim hiç cinsel ilişkide bulunmamış olan (bakire) bir genç kızda da vaginal kandida enfeksiyonu oluşabilir.
Bazı durumlar vajinal kandida enfeksiyonu için hazırlayıcı olmaktadır. Bu durumlar:

• Antibiyotik kullanımı: Antibiyotikler vajinada yer alan yararlı bakterileri öldürmekte, böylece fırsatçı mantar enfeksiyonlarına zemin hazırlamaktadır.
• Gebelik: Bağışıklık sistemi hamilelik süresince baskılanmıştır, bu nedenle mantar enfeksiyonları gibi fırsatçı mikroplar kolayca üreyebilmektedirler.
• Bağışıklığın zayıflaması: Yoğun stres, bazı kronik hastalıklar, yorgunluk, kortizon türü ilaç kullanımı gibi faktörlerle bağışıklığın baskılanmasına yol açmaktadır.
• Sentetik iç çamaşırları: Sentetik (naylon) iç çamaşırlarının kullanımı durumunda artan vajinal nem nedeni ile mantar enfeksiyonu artmaktadır. Bu nedenle pamuklu iç çamaşırlarının kullanımı önerilmektedir. Ayrıca dar giyim tarzı da mantar enfeksiyonu için hazırlayıcı olabilmektedir.
• Şeker hastalığı: Kan şekerinin yükselmesi vajinal sıvıdaki şekerin de artmasına sebep olarak ve bağışıklık sistemini bozarak mantar üremesini arttırmaktadır.
• Doğum kontrol hapları ve spiral (RIA) uygulamaları da mantar enfeksiyonlarının sıklığını arttırmaktadır.
• Vajina içine sıkılan parfümler, pedler, yanlış vaginal tampon kullanımları alerjik etkiye sebep olarak mantar oluşmasını sağlayabilmektedir. Benzer şekilde vajina içinin yıkanması (vajinal duş) asit olan pH bozulmasına ve enfeksiyonlara yol açmaktadır. Bu nedenle vajina içinin su veya sabun ile yıkanmaması önerilmektedir.
• Sık cinsel ilişki: Cinsel ilişkilerin sık olması, bazi özellikteki sperm nedeniyle vajina pH’ını bozarak mantar enfeksiyonunun artmasında neden olmaktadır.
Vajinal Mantar Enfeksiyonu Tedavisi

Vajinal kandida enfeksiyonlarının tedavisinde hem ağızdan (sistemik etkili) hem de vajinal yoldan antimikotik adı verilen ilaçlar (itrakonazol ve flukonazol) kullanılmaktadır. Ağızdan alınan antimikotik ilaçlar genelde tek veya iki dozluk tedavi şeklindedir. Tedavi genellikle vajinal ilaçlar ile desteklenir. Eğer enfeksiyon dış genital alana da yayılmışsa antimikotik cilt kremleri de eklenmelidir.

Eğer vajinal mantar enfeksiyonu bir yıl içinde dört veya daha fazla tekrarlıyor ise kronik mantar enfeksiyonu tanısı konulmalıdır. Kronik mantar enfeksiyonu daha uzun süreli tedavi gerektiren bir durumdur ve eş tedavisi de uygulanmalıdır. Bu hastalar hem tedavi edilmeli, hem de altta yatan nedenler konusunda araştırmaya alınmalıdır.

Genellikle soğuk algınlığı, grip, farenjit-tonsillit gibi üst solunum yolu enfeksiyonunun aşağılara yayılması sonucu ortaya çıkan akciğer dokusunun iltihaplanması durumu zatürre olarak isimlendirilir. En sık rastlanan etkenler virüs veya bakterilerdir. Hangi yollarla bulaşır Tüm solunum yolu enfeksiyonlarında olduğu gibi zatürre de bir damlacık enfeksiyonudur. Kalabalık, havası kirli ortamlarda hasta kişi ile yakın temas sonucunda konuşma, öpme, hapşırma, öksürmenin havaya yaydığı mikroplar hastalığı oluşturabilirler. Ayrıca aynı bardak, çatal ve kaşığın kullanılması bulaşmada rol oynar. Anne sütü almayan bebekler ve yeterli beslenemeyen zayıf, bağışıklık sistemi zayıf, kronik bir hastalığı olan çocuklar hastalığa daha sık yakalanabilir ve daha ağır geçirebilirler. Belirtileri Genel enfeksiyon belirtileri olarak yüksek ateş, üşüme, titreme, terleme, iştahsızlık, halsizlik, kas ve eklem ağrıları, baş ağrısı, kusma görülebilir. Solunum sistemi ile ilgili belirtiler; öksürük, hırıltılı veya zorlu solunumdur. Tüm bu belirtiler arasında en önemlileri yüksek ateş ve öksürüktür. Eğer hızlı solunum, dudak ve tırnaklarda morarma, göğüs duvarında çekilmeler varsa ve hastada bebekse hastaneye yatırılmalıdır. Fizik muayene bulguları yanı sıra kan testleri, akciğer grafisi gibi laboratuar yöntemleri tanı konulmasına yardımcı olur. Tedavisi Hafif-orta şiddette zatürresi olan hastalar, eğer bakteriyel bir etken düşünülüyorsa evde önerilen süre ve dozda uygun antibiyotiği kullanarak tedavi edilebilirler. Bu arada dinlenmeleri ve yeterli, düzenli ve dengeli beslenmelidirler. Bol sıvı alınmasıyla yapışkan, koyu kıvamlı solunum yolları salgısının yumuşatılarak atılmasına yardımcı olunmalıdır. Rastgele öksürük kesici şuruplar kullanılmamalıdır. Ateş düşürücü ilaçlar ihtiyaç duyulduğunda verilebilir. Solunum zorluğu, morarma gibi bulguları olan ciddi vakalar damar içi sıvı ve antibiyotik, oksijen uygulamak amacıyla hastanede tutulmalıdırlar. Viral bir etken düşünülüyorsa antibiyotik verilmeden genel durumu düzeltici ve belirtilere yönelik uygulama yapılmalıdır. Ne yapmalı Zatürre oluşmasında rol oynayan Pnömokok, H. İnfluenza gibi bakteriyel ve kızamık, suçiçeği gibi viral aşılar ihmal edilmeden uygun yaş, doz ve aralıklarla mutlaka yapılmalıdır. Grip aşısı zorunlu olmamakla birlikte risk altındaki çocuklara önerilebilir. Bebeklik döneminde anne sütü ile beslenme korunmada önemlidir. Kalabalık ve havası kirli ortamlardan uzak tutma tüm solunum yolu enfeksiyonlarının sıklığını azaltır.