Barış Klinik

YUMURTALIK KİSTİ (OVER KİSTİ)
Yumurtalık kistleri (over kistleri) küçük içi sıvı dolu yapılardır. Boyutları bir kaç santimetreden 30-40 santimetreye kadar olabilen çok değişken büyüklüklerde kistler oluşabilmektedir.

Kasıklarda ağrı, ilişki sırasında ağrı, adet zamanlarında ağrı gibi şikayetlerin yanı sıra rüptüre olursa (patlarsa) ve torsiyone olursa (burkulursa) şiddetli karın ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kusma gibi şikayetlere de neden olabilirler.

Over kistlerinin çeşitli tipleri vardır:
Fonksiyonel over kistleri: Folikül kisti, korpus luteum kisti, teka lutein kisti (hiperreaksio luteinalis) bu gruptandır. En sık görülen fonksiyonel over kisti folikül kistidir. Teka lutein kisti gebelikte BHCG etkisi ile overlede çok sayıda kist oluşmasıdır, genellikle çift taraflıdır.
– Prepubertal kız çocuklarında, adölesanlarda ve reprodüktif çağda en sık görülen over kisti fonksiyonel kistlerdir. Postmenopozal yaşlarda ise benign ve malign neoplastik kitleler daha sıktır.

over kisti, yumurtalık kisti
Resmi büyütmek için üzerine tıklayın

Folikül kisti: Bu kistler gelişmiş folikülde yumurtlama (ovulasyon) olmaması sonucu gelişirler. Genellikle 3-5 santimetre boyutlarında olurlar. Çoğu kadında hiçbir şikayete neden olmadan bir kaç ay içerisinde kendiliğinden kaybolurlar. Bazı kadınlarda kasık ağrısına neden olabilirler. Bu kistler rüptüre olursa yani patlarlarsa mittelschmerz denen kasıkta keskin bir ağrı hissedilmesine sebep olurlar. Bu ağrı adet döneminin ortasına denk gelen zamanlarda hissedilir.
Bu kistlerin boyutları ultrason takipleri ile izlenir ve kendiliğinden kaybolmaları beklenir, eğer giderek boyutları artar ve kaybolmazsa tedavi gerektirebilir.

Korpus luteum kisti: Normalde her kadında ovulasyon yani yumurtlama gerçekleştikten sonra yumurtalıkta korpus luteum denen yapı oluşur. Bu korpus luteum daha sonra eğer gebelik oluşmamışsa kendiliğinden kaybolur. Nadiren bu kaybolma gerçekleşmez ve korpus luteum içerisi sıvı ve kan ile dolu bir kist haline gelir. Genellikle 4-5 santimetre boyutlarında fazla şikayete neden olmayan kistlerdir. Kendiliğinden bir kaç ayda kaybolabilirler. Detalı bilgi >>

Hemorajik kist: Bir kistin içerisine kanama olmasıyla meydana gelen kistlere verilen isimdir. Sık görülürler. Çok büyük olasılıkla kendiliğinden birkaç ay içerisinde kaybolurlar. Detalı bilgi >>

Teka lutein kisti: Gebelik sırasında yüksek HCG etkisi ile overlerde aşırı uyarılmaya bağlı multiple kistler oluşması sonucunda maydana gelir, overler genellikle büyük boyutlarda olur. Genellikle bilateraldir. Molar gebeliklerde ve çoğul gebeliklerde HCG daha yüksek olduğu için daha sık görülür. Ayrıca dışarıdan verilen overleri uyarıcı ilaçlar (ovulasyon indüksiyonu) ile de meydana gelebilir. Androjen salgılayabilir ve annede androjenik etki meydana getirebilirler. Gebelik sona erdiğinde HCG düzeyi azalmasıyle kendiliğinden kaybolur.

Gebelik luteoması: Teka lutein kisti gibi gebelik sırasında yüksek HCG etkisi ile meydana gelir ancak solidtir ve genellikle tek taraflıdır. Teka lutein kistleri gibi gebelik sona erdiğinde HCG düzeyi düştüğünde kendiliğinden kaybolur. Annede ve fetusta androjenik etki gösterebilir.

Dermoid kist (Matür kistik teratom): Genellikle genç kadınlarda görülen 5-10 santimetre civarında boyutları olan kistlerdir. Bu kistlerin içerisinde kemik, diş, saç, yağ dokusu bulunabilir. Kendi etrafında dönerek ovaryan torsiyon denen ağrılı duruma sebep olabilirler. Detaylı bilgi >>

Endometrioma (Çikolata kisti): Bu kistler rahmin en iç tabakasının yani endometrium tabakasının yumurtalıklar üzerinde bulunması ve kistleşmesi sonucunda oluşur. Çikolata kistleri hakkında detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Doğum kontrol hapları ovulasyonu (yumurtlamayı) engelleyerek over kisti oluşumunu engellerler.

Teşhis:
Teşhis muayene ve ultrason ile rahatlıkla koyulabilir. Bazı tür over kistlerinde kanda CA-125 ve benzeri tümör belirteçleri yüksek bulunabilir. Bazı kistlerde nadiren CT, MR gibi yöntemler ayırıcı tanı v.b durumlar açısından gerekebilmektedir.

Ultrason bulguları: Ultrasonda kist çapının 8-10 cm’den büyük olması, multiloküle olması, solid komponenet olması, kalın cidarlı olması, internal ekojeniteler içermesi, mural nodül olması, papiller oluşum içermesi, yüzeyinin düzensiz olması, etraf dokulara yapışık olması, bilateral olması, batında eşlik eden asit olması, doppler PI değerinin 0.4’ten küçük olması, hastanın menopozda olması malignite lehine kriterlerdir.

Tedavi:
Folikül ve korpus luteum kistleri gibi fonksiyonel over kistleri en sık görülen over kistleridir ve bunlar genellikle kendiliğinden kaybolurlar, nadiren tedavi gerektirirler. Kendiliğinden kaybolmaz veya giderek büyürlerse laparoskopik ya da açık ameliyatla tedavi gerektirebilirler.
Çapı 5 cm’den küçük kistler genellikle birkaç ay içinde kendiliğindan kaybolur. Bu kistlerin küçülmesini sağlamak amacı ile doğum kontrol hapları kullanılabilir. Kendiliğinden veya doğum kontrol hapları kullanıldığında kaybolmayan kistler cerrahi olarak çıkarılır.

Çapı 5 cm’den küçük olanlar genellikle iyi huylu kistlerdir. Eğer ağrı yoksa bu kistler bir süre izlenebilir. Çapı 5 cm’den büyük, diğer organlara yapışık, septalar içeren ve solid (katı) yapıdaki tümörlerin ise hiç bir bulgu vermese dahi cerrahi olarak çıkarılması gerekebilir. Çapı 8 yada 10 cm’den büyük kistlere ise genellikle ameliyat önerilmektedir.

Yumurtalık kistleri gebeliği (hamileliği) engeller mi?
Yumurtalık kistleri çoğunlukla gebeliği engellemezler. Kistler kaybolduktan sonra hatta kist varken de gebe kalmak münkündür. Ancak daha az görülen endometrioma (çikolata kisti) gebeliğe engel olabilecek bazı yapışıklık gibi problemler yaratabilir. Bu durumlarda gebelik için tedavi veya ameliyat sonrası tedavi gerekebilir.

Ağız boşluğunun arka duvarı olan farenksin yeni oluşmuş iltihabına A. Farenjit, bademciklerin yeni oluşmuş iltihabına da A.Tonsillit adı verilir. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının önemli bir parçasıdırlar. Virüs veya bakterilerle oluşurlar. Bakteriler arasında en önemlisi ise, uygun biçimde tedavi edilmediğinde eklem ve kalp romatizmasına, nefrite yol açan A grubu beta hemilitik streptokoklardır. Hangi yollarla bulaşır Bu tür enfeksiyonların tümünde olduğu gibi etyolojide geçen virüs veya bakterilerin bulaşması ve yayılması damlacık enfeksiyonu şeklindedir. Yine kalabalık ortamlar (yuva, anaokulu ve okul gibi) bu işten sorumludurlar. Yakın durumda oyun oynama, konuşma, öksürme hastalıktan sorumlu etkenin kolayca yayılmasına yol açar. Belirtileri Yüksek ateş, halsizlik, kırgınlık, iştahsızlık, baş ağrısı, bulantı, kusma sık görülen genel belirtilerdir. Burun tıkanıklığı veya akıntısı, boğazda kaşıntı, yanma ve ağrı hissi, yutma zorluğu ve buna bağlı olarak yemek yemeyi reddetme, gıcık öksürüğü solunum sistemi ile ilgili bulgulardır. Boğazın görünümü kızarıktır. Bademcikler yine kızarık, şiş olabilir ve bazen irinli iltihap odakları gösterebilir. Hastanın dili çilek görünümünde olabilir. Eğer boğaz enfeksiyonuna neden olan mikrop, streptokoksa ve deride döküntü ortaya çıkarabilen toksine sahipse sözü edilen belirtilere ek olarak küçük, neredeyse birbiriyle bitişik, yaygın makülopapüler döküntüler söz konusudur ve hastalık artık “kızıl” olarak isimlendirilir. Bazen boyunda tek veya iki yanlı olarak lenf bezeleri ortaya çıkabilir. Tedavisi Muayene yapılırsa laboratuar bulgularıyla (akyuvar sayımı ve boğaz kültürü gibi) etkenin bir virüs olduğu düşünülür ise antibiyotik kullanılmasına gerek yoktur. Böyle durumlarda belirtileri yok etmeye yönelik tedavi uygulanır. Örneğin; ateş düşürücü ve burnu açmak için serum fizyolojik veya okyanus suyu gibi. Bol sıvı verilmesi ve istirahat gibi destekleyici yaklaşım unutulmamalıdır. Bakteriyel enfeksiyon düşünülüyor (kızıl dahil) ise uygun antibiyotik seçimi yapılarak ortalama 7–10 gün kullanılmalıdır. Bazı viral üst solunum yolu enfeksiyonu olan hastalarda ikincil olarak bir bakterinin tabloya eklenmesi söz konusu ise, yine antibiyotik uygulanması gereklidir. Ne yapmalı Hasta çocukların sağlıklı çocuklarla bir arada olması önlenmelidir. Yani yuva veya okula giden boğaz enfeksiyonlu çocuklar birkaç gün evde tutulmalıdırlar. A grubu beta hemolitik streptokoklarla ilgili herhangi bir aşılama söz konusu değildir.