Barış Klinik

İzmir Diyetisyen

Diyabet, vücudumuzda midenin arka kısmında bulunan pankreasın yeterli miktarda insülin hormonu üretememesi ya da üretilen insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması sonucu oluşan ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Besinler vücudumuza alındıktan sonra sindirim sisteminde şekere dönüşerek kana karışır. Kandaki şeker insülin hormonu yardımı ile hücre içerisine girerek enerji olarak kullanılır. Ancak, diyabetli kişilerde vücutta insülin hormonu eksik ya da yetersiz olduğundan şeker hücre içerisine giremez ve enerji olarak kullanılamaz. Sonuç olarak kandaki şeker düzeyi yükselir. Biz bu hastalığı 3 gruba ayırıyoruz.

 

 

İzmir Zayıflama Merkezi

Tip 1 diyabette; vücudumuzda insülin hormonu hiç yok, dışarıdan insülin alımına ihtiyaç var.

Tip 2 diyabette; vücudumuzda insülin hormonu var, fakat görevini yerine getiremiyor.

Gebelik diyabeti(gestasyonel diyabet); gebelik esnasında ortaya çıkan diyabet türüdür.

Besinleri 3 gruba ayırıyoruz . Bunlar Karbonhidratlar, Proteinler ve Yağlar.

Karbonhidratlar parçalandıklarında glukoz, proteinler parçalandıklarında aminoasitler, yağlar parçalandıklarında yağ asitleri oluşur.

 

 

İzmirde Diyetisyen Ücretleri

 

Diyabetli kişilerde kan şekerini direkt olarak etkileyen besin grubu Karbonhidratlardır.

Karbonhidratları 2’ye ayırıyoruz.

BASİT (HIZLI) KARBONHİDRATLAR: Saf glukoz şeklinde, parçalanmaya gerek yoktur. Direkt kana karışır ve kan şekerimizi hızlıca arttırırlar. Bu nedenle bu besinleri çok fazla tüketmemeye özen göstermeliyiz.

Örnek olarak; şeker, bal, reçel, pekmez.

KOMPLEKS (YAVAŞ) KARBONHİDRATLAR: Daha uzun sürede sindirim, emilim olduğu için kan şekerimizin daha yavaş ve düzenli bir şekilde yükselmesini sağlarlar.

Örnek olarak; tam tahıllı besinler, kurubaklagiller, meyve ve sebzeler.

GLİSEMİK İNDEKS: Karbonhidrat içeren besinlerin kan şekerini yükseltme hızıdır.

Glisemik indeksi yüksek besinler kan şekerinizi hızlı yükseltir. Diyabette beslenmedeki amaç; kan şekerinin yavaş, dengeli yükselmesidir.

Glisemik İndeksi yüksek besinler; patates, incir, üzüm, kavun, muz, karpuz, kuru meyveler.

!!!!!!! Glisemik indeksi yüksek besinleri tüketeceğimiz zaman miktar/porsiyon ölçülerine dikkat etmemiz gerektiği gibi kontrollü şeker düzeylerine sahip olmamız gerekmektedir.

POSA: Bitkisel karbonhidratların sindirilmeyen kısmıdır.

Örnek olarak; esmer ekmek,tam tahıllı besinler, sebze, meyve, kurubaklagiller gösterilebilir.

Bol posalı beslendiğimizde yediğimiz besinler daha uzun sürede sindirilir, kan şekerimiz yavaş yükselir. Aynı zamanda bol posalı beslenmek, kan yağlarımızın düzenlenmesine yardımcı olur.

 

 

 

Diyetisyen Fiyatları İzmir

 

Posalı beslenmek için;

→ Her öğün sebze yemeye özen göstermeliyiz.

→ Her öğünde mutlaka salatayı tüketmeliyiz.

→ Ekmek olarak esmer ekmeği tercih etmeliyiz.

→ Haftada en az 2 gün mutlaka kuru baklagil tüketmeliyiz.

PROTEİN: Protein ihtiyacı bütün yetişkinlerde aynıdır. Sadece gebelik, böbrek rahatsızlıkları gibi özel durumlarda ihtiyaç arttırılabilir veya azaltılabilmektedir. Uzun süreli kontrolsüz diyabet sonucu böbreklerimiz yorulmaya başlıyorsa protein kısıtlanmalıdır.

 

Diyet Danışmanı izmir

 

Proteinler de iki grupta incelenmektedir.

Hayvansal proteinler: Et, süt, yumurta ..

Bitkisel proteinler: Kuru baklagiller, kuruyemişler.

!!!!!!! Kolesterolümüz var ise, haftada 2 günden fazla kırmızı et ve yumurta tüketimi önerilmemektedir.

!!!!!!! Haftada en az 2 gün balık tüketimi kalp sağlığımızın korunmasına yardımcı olmaktadır.

 

İzmir Sağlıklı Zayıflama

YAĞLAR:

Doymuş yağlar: Oda sıcaklığında katı görünümde olan yağlardır.

Bunlar; tereyağ, kuyruk yağı, margarin..

!!!!!!! Doymuş yağların fazla tüketimi kalp rahatsızlıkları riskini arttırmaktadır.

Doymamış yağlar: Zeytinyağı, ayçiçeği, mısırözü..

!!!!!!! Doymamış yağlar tüketilmesi önerilen yağlardır. Kullandığımız miktara dikkat etmek önemlidir.

!!!!!!! 1 kg sebzeye yaklaşık 3-4 yemek kaşığı zeytinyağı eklenmesi uygundur. Fazla yağın kimseye yararı yoktur.

Karbonhidrat, Protein ve Yağları 6 besin grubuyla vücudumuza alıyoruz.

Bunlar; Et, Süt, Ekmek, Sebze, Meyve ve Yağ dır.

HİPOGLİSEMİ: Kan şekerinin 70 ‘in altına düşmesidir. Kan şekeriniz düştüğünde; soğuk terleme, titreme, baş dönmesi, bulanık görme, çarpıntı gibi belirtiler görülmektedir.

Kan şekeri; 50’nin altına düştüğünde bilinç kaybı(bayılma) oluşabilir.

Kan şekerinizi 70’in altında görürsek ne yapmalıyız?

Böyle bir durumda hemen 4 adet kesme şeker veya 1 bardak meyve suyu veya 2 tatlı kaşığı bal/pekmez/reçel tüketilip 15 dakika beklenmelidir. Sonrasında kan şekeri tekrar ölçülmeli; Kan şekeriniz hala 70’in altındaysa aynı işlem tekrar edilmelidir. Eğer 70’in üzerindeyse 1 dilim ekmek veya 1 meyve veya 1 bardak süt gibi bir ara öğün alınmalıdır. Yemek zamanıysa öğün tüketilmelidir.

AYRINTILI (DETAYLI) ULTRASON

Ayrıntılı ultrasonografi veya detaylı ultrasonografi veya ileri düzey (ikinci düzey) ultrasonografi aynı anlamdadır.
3 boyutlu ultrasonografi veya 4 boyutlu ultrasonografi bunlarla aynı anlama gelmez ancak halk arasında çoğunlukla aynı sanılır. Ayrıntılı ultrasonografi sırasında aileye bebeğin yüzü, elleri, ayakları 4 boyutlu olarak gösterilebilir ancak ayrıntılı ultrasonografi esas olarak 2 boyutlu olarak yapılır. Ayrıntılı ultrasonografide önemli olan ultrason cihazının 3 veya 4 boyutlu olması değildir, hatta 3-4 boyutlu olmasa da olur. Ayrıntılı ultrasonografide önemli olan bu konuda deneyimli bir uzmanın (genellikle perinatoloji, kadın doğum uzmanı veya radyoloji uzmanı) değerlendirmesidir.

Normal gebelik takibinde kadın doğum uzmanları tarafından 17-22 haftalar arasında fetal anomali taraması yapılır. Fetal anomali taraması (birinci düzey ultrasonografi) normal, risksiz her gebelikte bebekte bir doğumsal kusur (anomali) varlığını araştırmak amacıyla yapılır. Fetal anomali taramasında bir risk veya şüphe saptandığında ayrıntılı inceleme için hasta detaylı (ikinci düzey) ultrasonografi incelemesine sevk edilir. Burada perinatoloji uzmanı tekrar inceler ve aileye bebeğin durumu hakkında ayrıntılı bilgi verir.

Detaylı ultrasonografi 17-23 haftalar arasında uygulanabilir ancak sıklıkla 17.-18. haftalarda uygulanır. İnceleme yaklaşık 20-30 dakika sürer. Bazen bir şüphe varlığında 3-4 hafta sonra tekrar ultrasonografi yapılır ancak bir şüphe veya risk saptanmamışsa normalde gebelikte 1 kere yapılır, tekrar yapılmaz.

Ayrıntılı ultrasonografide bebeğin kafa içerisi, beyin, omurga (belde açıklık), göğüs içerisi, kalp, karın organları, mide, barsak, böbrekler, kollar- bacaklar (el ve ayaklarda içe-dışa dönüklük), parmaklar (eksiklik-fazlalık), yüz, (yarık damak-dudak) vb. her organı ayrıntılı olarak incelenir. Ayrıca bebeğin suyu, plasenta (bebeğin eşi) değerlendirilir.

Detaylı ikinci düzey ultrasonografi sıklıkla 17-18 haftalarda yapılır, bu haftalar kalbi değerlendirmek için erkendir, çok iyi değerlendirilemez. Gerekli ise daha ileri 21-22 haftalarda kalp fetal ekokardiyografi ile en net şekilde değerlendirilir.

Ayrıntılı ultrason ile her anomali kesin saptanır mı?
Ayrıntılı ultrasonografi en iyi merkezlerde en tecrübeli uzmanlar tarafından yapılsa bile asla bebekteki anomalileri %100 saptayamaz. Ortalama %70 civarında anomaliler saptanabilir. Çünkü bazı anomaliler ultrasonda saptanacak belirtiler vermez, bazı anomaliler ultrason yapıldıktan sonra daha ileri aylarda gelişir.
Normalde bütün gebeliklerin yaklaşık %2-3 kadarında anomali (doğumsal kusur) vardır.
Tek yumurta ikizlerinde ve akraba evliliklerinde bu oran artar %4-5 olur.

 

4 boyutlu ultrason ile anne karnındaki bebeğin 3 boyutlu görüntüsünü hareketli şekilde izlemek ve video şeklinde kaydetmek mümkündür. 3 boyutlu ultrasonda ise sadece fotoğraf şeklinde 3 boyutlu görüntü elde edilir ancak hareketli değildir.

3 ve 4 boyutlu ultrasonda en iyi, en net görüntü genellikle 24-28 hafta civarında elde edilir. Ancak gebeliğe göre değişebilmektedir. Bazı gebeliklerde ayrıntılı ultrasonun yapıldığı 18-22 haftalar arasında 3-4 boyutlu görüntü de çok net alınabilirken bazı gebeliklerde bebeğin cilt altı yağ dokusunun daha fazla arttığı 24-28 haftaları beklemek daha iyi olabilmektedir. Daha da ileri haftalarda bebeğin suyu eskisi kadar bol olmadığı için net görüntü elde etmek zor olabilir.

Alttaki videoda 28 haftalık bir gebelikte bebeğin 4 boyutlu (4D) ultrason ile elde edilen görüntüsü izlenmektedir.